COVID-19 şartlarında yeniden çalışma hayatına dönüş hem çalışanlar hem de işverenler açısından zorlu bir süreç. Çalışma odağında iletişim, iş birliği, sağlık ve güvenlik standartları her zamankinden daha önemli. Bu süreçte çalışanların mental olarak işe adaptasyonlarını sağlayacak önerileri sizler için derledik.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 2020 yılında COVID-19 un ruh sağlığı üzerindeki etkisini tanımlarken “muazzam bir belirsizlik ve yenilik dönemi” olarak tanımlamıştır. Belirsizlik ve yeniliklerin bir arada olduğu bu dönem çalışma hayatını da etkilemiş, çalışma hayatında çalışanların iyi oluşu ve yeni çalışma düzenlerine adaptasyonu ile bu konulardaki iş yeri politikaları ana tartışma konulardan biri olarak karşımıza çıkmıştır.
Mevcut dönemde birçok işletmenin yeniden açılması ve işe dönüş kararı vermeleri ile birlikte işe geri dönüşe yönelik kaygı ve streste de doğal bir artış yaşanması olasılığı bulunmaktadır. Bu süreçte çalışanların yapması gereken şeylerin yanı sıra işverenlerin ve yöneticilerin de yapabilecekleri şeylere odaklanmaları önem taşımaktadır. İşe geri dönüşlerde çalışanları yeniden iş yerine kazandırmak ve/veya yeniden işe dahil etmek için risk değerlendirmeleri, sağlık prosedürleri ve sosyal mesafeye ilişkin önlemler dahil olmak üzere fiziksel sağlık açısından dikkate alınması gereken faktörlerin yanında çalışanların ruh sağlığını korumak ve işe geri dönüşlerinde ortaya çıkabilecek olası ruhsal sorunlar için alınması gereken önlemler ve atılması gereken adımların belirlenmesi iş yeri, iyi oluşu ve iş verimliliğinin sağlanması açısından önemli bir konudur.
İşe geri dönüşlerde “mental adaptasyon” konusu karmaşık ve önemli bir konudur. Mental Health in Workplace COVID-19 döneminde işe geri dönüş konusunda olası sorunları 3A başlığı altında toplamaktadır. Bunlar DİKKAT(ATTENTION), ADAPTASYON (ADAPTATION) VE KAYGI (ANXIETY) olarak tanımlanmıştır.